, , No Comments




Aslında her şey Samuel Morse ‘un 1844’de ilk telgraf mesajını göndermesiyle başladı. Böylelikle uzun mesafeli iletişim gerçekleşmiş oldu. 1876’da Alexander Graham Bell’in telefon icadı başlıyor ve sonrasında 1907’de Le de Forest’in radyoyu icat etmesiyle devam ediyor ve neredeyse herkesin vazgeçilmezi oluyor. O kadar vazgeçilmez oluyor ki radyo İkinci Dünya savaşında neler olup bittiğini kaçırmamak için insanlar namaz ve ibadetlerini aksatmaya başlıyorlar. Televizyonun gündelik hayatımıza girmesiyle 2000’li yıllarda bilgi çağından, sosyal çağa geçiş yaşanmaktadır (akt. Tekeli, 2019). Sonrasında ise herkesin cebinde birer akıllı telefon ve sosyal medya macerası başlamış bulunuyor.

Bağımlılık kavramı günümüzde ikiye ayrılmıştır. Birincisi fizyolojik bağımlılık yani alkol, eroin, tütün bağımlılığı gibi. İkincisi ise davranışsal bağımlılıklar yani internet bağımlılığı, kumar bağımlılığı, seks bağımlılığı, televizyon ve oyun bağımlılığı ve sosyal medya bağımlılığı olarak nitelendirilmektedir (akt. Özmen, 2019).

Sosyal medya bağımlılığı davranışsal bağımlılıklar kategorisine girmektedir. J. Twenge üniversite öğrencilerine “Uyurken telefonunuzu ne yapıyorsunuz? Neden? Sorusuna aldığı cevaplar bağımlılık seviyesini çok iyi anlatıyor. Örneğin 20 yaşındaki Molly’nin vermiş olduğu cevap şu şekildedir: “Uyurken telefonun yanımda olması beni rahatlatıyor”. Yataktayken telefonuna baktığını söyleyen biri ise: “Yanlış bir şey, biliyorum ama karşı koyamıyorum,” diyordu (Twenge, 2017: 81-82).

Vaktinin büyük bir bölümünü (örneğin 5 saat ve fazlası) sosyal medya da harcayıp ve “onsuz yapamıyorum” gibi cümleler söyleyen, internet gittiğinde dünyası başına yıkılmış gibi davranan, huzursuz olma ve bir boşluk hissi yaşayanlarda bağımlılıktan söz edebiliriz. Günümüz insanları için bu ciddi bir problemdir.

Sosyal medya hakkında konuştuğumuzda akıllara ekrana bakma süresi ve onun zararları da geliyor. Mustafa Merter diyor ki: “Ekran zamanı günde 5 saat ve üstü olan ergenlerde intihar düşünceleri %48 oranlarındayken günde 1 saat ekran başında kalanlarda bu oran %28’e iniyor” (Twenge, 2017: 9). Hindistan’da TikTok adlı bir sosyal medya platformu kapatıldığı için bir genç intihar etmiştir. Bunun gibi bir çok örnek mevcuttur. Burada sosyal medya bağımlılığının bütün dünyayı ele geçirdiğini görmekteyiz.

Bence kendimize sormamız gereken bir soru var: “Ben neden kendimden kaçıyorum?”

-MAVİKALEM-


0 yorum:

Yorum Gönder