HZ. İBRAHİM GİBİ KONUŞMAK

, , No Comments



Doğru iletişim becerileri hakkında sayfalarca yazılar, kitaplar, makaleler, programlar ya da seminerler yapıldığını hepimiz biliyoruz. O kadar çok üzerinde duruluyor ki bu konunun, derslerde dahi işleniyor. Peki, bu zamana kadar öğrendiklerimiz gerçekten işe yarıyor mu? Elbette işe yarıyordur. Fakat hızla değişen bu çağda insanların birbirleriyle olan iletişimi çok zayıf. İnsanlar hemen öfkelenip bazen işin içinden çıkılmaz hale getirebiliyorlar ilişkilerini. Tabi ki bu iletişim ‘zayıflığı’ hepimizin bildiği gibi teknoloji, daha doğrusu internet hayatımıza gireli epey bir arttı. 

Bu konu üzerinde bu kadar çok durulmasına rağmen neden bazı şeyler değişmiyor sizce? Bu soru üzerinde ben de baya bir kafa yordum. Gerek ebeveynlerimizle, gerek kardeşlerimizle ya da çevremizdeki sevdiklerimizle iletişimimiz en güzel şekilde olması gerekirken bu çoğu zaman belki de böyle olmuyor. Tahammülümüz kalmıyor. Çabuk öfkeleniyoruz. Sonrasında eğer biraz vicdanınız olursa pişmanlık duyabiliyorsunuz. Ya da farklı bir boyuttan bakalım. Karşı taraf diyelim ki size hoşunuza gitmeyen bir şey söyledi. Ne yaparsınız? Ona kızarsınız ya da bunu belli edersiniz ya da daha farklı bir tepki gösterir insanlar değil mi? Hiç susmayı ya da seninle sonra bu konuyu konuşalım ya da sakin ama karşı tarafıda düşünerek bir cevap vermeyi düşündünüz mü? Baktığımızda aslında doğru bir iletişim kurmak gerçekten zor bir iş.


Batılı kaynaklardan faydalanmamız gerekiyor elbette. Bize hitap eden güzel ve doğru kısımları okuyalım, alalım her zaman. Bize uymayan kısımları, dinimize aykırı olan kısımları da okuyabiliriz elbette AMA o kısımları doğrudan alamayız onlar süzgeçten geçirilmeli ki bizde bozulmayalım. Baktığımızda çoğu şey bu şekilde hayatımıza girdi ve biz belki de farkında olmadan kendi değerlerimizden uzaklaştık. Bu nedenle hiç bir şeyi doğrudan almamalıyız. Buna çok dikkat etmeliyiz.


Bizim unuttuğumuz ve her şeyden daha zengin olan bir kaynağımız var: Kur’an-ı Kerim.


Şimdi Kur’an-ı Kerim’de geçen bir diyaloğa bakalım:


Meryem Suresi 42 – 48. ayetler:


42. ayet: (Hz. İbrahim) Bir gün babasına şöyle demişti: Babacığım! Duymayan, görmeyen ve sana hiçbir fayda sağlamayan bir şeye niçin taparsın?


43. ayet: Babacığım! Sana gelmeyen bir bilgi hakikaten bana geldi, bu sebeple bana uy ki seni düz yola çıkarayım.


44. ayet: Babacığım! Şeytana kulluk etme! Çünkü şeytan, Rahman’nın buyruğuna uymamıştır.


45. ayet: Babacığım! Allah’ın azabına uğramandan ve böylece şeytanın yandaşı olmandan korkuyorum.


Devam etmeden önce bazı şeyleri açıklamak istiyorum. Hz. İbrahim’in babası, ataları puta tapmaktadır. Hz. İbrahim, babasının taptığına tapmayı reddediyor ve babasına yukarıda da gördüğünüz gibi babasıyla aynı şeye inanmamasına rağmen ona babacığım diye sesleniyor ve babasının puta tapmayı bırakmasını söylüyor ve bunu gördüğünüz gibi çok doğru, sakin, özenle seçilmiş kelimelerle yapıyor. Hz. İbrahim burada ‘değer’ veren bir konuşma yapıyor.


46. ayet: (Hz. İbrahim’in babası Âzer) “Ey İbrahim! Sen benim tanrılarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer, vazgeçmezsen, andolsun seni taşlatırım; şimdi uzun bir süre gözüme görünme!” dedi.


47. ayet: İbrahim şöyle dedi: “Esen kal! Rabbimden senin için mağfiret dileyeceğim. Çünkü O, bana karşı çok lütufkârdır.”


48. ayet: “Sizden de Allah’ın dışında taptığınız şeylerden de uzaklaşıyor ve Rabbime niyaz ediyorum. Umudum odur ki Rabbime niyazımdan eli boş dönmeyeceğim.”


Hz. İbrahim’in babası Meryem Suresi 46. ayette gördüğümüz gibi oğluna kızıyor, ona sert bir şekilde konuşuyor. Buna rağmen Hz. İbrahim’in babasına karşı olan tavrı değişmiyor, onunla kavga etmiyor, bir tartışma yaratmıyor.


Günümüzde böyle diyalogları çok az görüyoruz maalesef. İnsanlar farklı fikirlerde elbette olabilir fakat önemli olan bunu arayı bozacak seviyeye getirmemektir, tıpkı Hz. İbrahim’in yaptığı gibi. Hz. İbrahim babasını puta tapmaktan vazgeçirmeye çalıştı. Ona mantıklı şeyler söyleyerek aslında putun arkasında ki fikri şeytanın ilham verdiğini anlatmaya çalıştı ve babası için korktuğunu söyledi. Babası onu kovduğunda bile ona yüksek sesle konuşmadı.


Umarım bizlerde Hz. İbrahim’in iletişim becerisini örnek alırız.


Esen kalın.


Kaynaklar:
-MAVİKALEM-


0 yorum:

Yorum Gönder