Hayatınız boyunca çocuğunuza ne yapması gerektiğini söylediniz. Ya da o sussun diye istediğini verdiniz. Bu süreç onun ilerideki sosyal hayatını ve/veya daha önemlisi kendi benliğini oluşturduğunda ne kadar zorlanacağını hiç düşündünüz mü?
Çocuk yetiştirmenin ne kadar önemli olduğunu çoğu ebeveyn biliyor. Fakat çocuk yetiştirirken yaptıkları hataların farkında olmalarına rağmen birçok ebeveyn çocukla ‘uğraşmak’ istememektedir. Örneğin bir çocuk sürekli istediği şeyi elde etmek için bağırıyorsa anne o isteğini gerçekleştirdiğinde ‘bağırtıdan’ kurtulmuş oluyor fakat ertesi gün veya bir saat sonrasında bile aynı durumla karşılaşma ihtimali neredeyse yüzde yüz! Peki bu durumda kim daha kârlı? Tabi ki çocuk. AMA GEÇİCİ BİR SÜRE.
Sizce çocuk eline her an istediğini verdiğinizde veya onunla yüksek sesle konuşup sözünüzü geçirmeye çalıştığınızda bundan bir şeyler öğrenecek midir? Bir çocuğun yaklaşık yedi yaşına kadar karakterinin %85’inin oluştuğunu söylüyor bilim adamları. Buradan şu sonucu çıkarabiliriz: çocuğunuzun kişiliğinin yere sağlam basmasını istiyorsanız eğer istediği her şeyi elde etmesine müsaade etmek ve/veya sizin bir isteğinizi zorla çocuğa yaptırmak onun kişilik oluşumunu olumlu yönde etkilemeyecektir. Kısacası çocuğunuza çok bir şey katmayacaktır ve bu çocuğa hiç bir şey öğretmeyecektir. Yani hem siz hem de çocuk için sonuç olumsuz olacaktır.
Oyun terapisi kurucularından Garry Landreth'ın kendi çocuklarında keşfettiği ve tüm dünyaya gösterdiği bir yöntem var. Seçim teorisi. Seçim teorisinde önemli olan şey küçük çocuklara küçük seçimler, büyük çocuklara ise büyük seçimler vermektir. Burada aslında hem ebeveyn hem de çocuk kazanıyor. Yani sizin kontrolünüzde kendi seçimini yapmış oluyor. Bir örnek: Çocuğunuz (3 yaşında) geç vakitte bir kutu kurabiyeyi eline aldı ve yemeyi planlıyor. Siz seçim teorisini uyguladığınızda şunu diyorsunuz: “Kızım/oğlum kurabiyelerden bir tanesini yemeği seçebilirsin ya da bütün kurabiyeleri mutfağa koymayı seçebilirsin. Hangisini yapmayı seçiyorsun?”
Başka bir örnek: Çocuğunuz (8 yaşında) kardeşiyle kavga ediyor. Siz seçim teorisini uyguladığınızda: “Oğlum/ kızım kardeşinle kavga etmeyi seçersen yarın parka gitmemeyi seçmiş olursun eğer kardeşinle kavga etmemeyi seçersen yarın parka gitmeyi seçmiş olursun.”
Fark ettiyseniz yukarıda da bahsettiğim gibi küçük çocuklarda iki kere seçim kelimesi kullanılıyor büyük çocuklarda dört kere. Burada özellikle “seçim” kelimesi kullanılması gerekiyor çünkü çocuğun seçimi olduğu için sonucuna da katlanmayı öğreniyor zamanla.
İlk başlarda bir kaç kez zorlanabilirsiniz. Yeni şeyler denemek zor gelebilir bu yüzden hemen pes etmeyin bu çok doğal bir şey. Ama sabrettiğinizde hem kendiniz hem de çocuğunuz için ne kadar önemli bir şey yaptığınızı göreceksiniz.
Seçim teorisinin çocuklarınıza kendi seçiminin sorumluluğunu almayı öğretir bu da özdisiplin için oldukça önemlidir, karar verme yeteneği gelişir, ileride ki sosyal hayatını olumlu yönde etkiler ve daha birçok kazançları vardır.
Not: Çocuklarınıza seçenek sunduğunuzda bu seçenekleri siz yani ebeveyn belirlemelidir. Örneğin çocuğunuzun kıyafet seçmesini istediğinizde siz iki takım seçiyorsunuz yani siz belirlemiş oluyorsunuz ve çocuğunuz o iki seçenek arasından kıyafetini seçmiş oluyor.
-MAVİKALEM-
0 yorum:
Yorum Gönder